Skip to main content

Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu Bilgi İşlem olarak Şanlıurfa Harran Üniversitesi‘nde düzenlenen Akademik Bilişim 2009‘a katıldık.
Seminer, panel ve oturumlardan arta kalan zamanımızda Şanlıurfa ve Gaziantep’i gezerek geçirdik.
Urfa ve Antep gezilerim sırasında şehir ve insanlarıyla ilgili izlenimlerim kısaca şöyle;

  • Hayatımda yediğim en güzel yemekleri bu geziler sırasında yedim. İstanbul’da bir lokma baklava yediğinizde size verdiği kalori ve ağırlık bir yana, Antep Güllüoğlu’nda yediğim onca baklava o kadar hafif ve lezzetliydi ki, İstanbul’da uzun bir süre tatlı yiyebileceğimi sanmıyorum.
  • Urfalılar’ın günlük yemeklerinde ciğer çok önemli bir yer tutuyor. Özellikle sabah kahvaltılarında ve geceleri ciğer en çok yenen yemek. Yolunuz Urfa’ya düşerse merkezde, çarşı içindeki salaş ciğercileri deneyin. Veya Dedecan da iyi bir alternatif.
  • Başta çay ve sigara olmak üzere bir çok şey Suriye’den kaçak olarak gelmekte. Zaten çay konusunda normal Rize çayı bulabilmeniz imkansız gibi bi’şey. Halk sadece kaçak çay tüketiyor.
  • İstanbul’da haftasonu arabayla Migros, Bauhause ve Ikea’ya gider gibi Urfa’da arabası ve gelir durumu nispeten orta-iyi derecede olanlar 1 saatlik yol mesafesindeki Suriye’ye gidip alışverişlerini gerçekleştiriyorlar. Suriye onlar için hem vergisiz hem daha ucuz geliyor.
  • Ayrıca Urfalılar’a göre Suriye, Şanlıurfa’ya bakılırsa 40-50 yıl gerisindeymiş.
  • Urfa sokaklarında malesef kadın sayısı çok düşük, hatta yok denecek kadar az. Başı açık kadın sayısı 1-2’yi geçmezken, kapalı kadınlar türban değil, başörtüsünü tercih ediyorlar.
  • Kışın sıcak, yazın serin tutan puşi rengine göre takan kişinin soyunu da belli ediyor. Siyah-beyaz kareli puşileri kürtler, mor rengindeki ise araplar takıyor. Ancak son 1-2 senedir dünya genelinde puşi modası çıkmasından ötürü artık çarşılarda hemen her renk puşi bulabilirsiniz. Fiyatları 4 liradan başlıyor, 10-15 liraya kadar çıkıyor.
  • Şu anki Şanlıurfa Belediye Başkanı olan Ahmet Eşref Fakıbaba‘ya halk arasında büyük destek var. Önümüzdeki yerel seçimlerde Saadet Partisi’nden tekrar başkan adayı olan Fakıbaba’nın kazanması kesin gözüyle bakılıyor.
  • Her ne kadar sokaktaki kadın sayısı az olsa da yolda, otobüste kadınlara yer verme durumu söz konusu. Büyükşehirlerden tek farkıysa, bir erkek tanımadığı bir kadının yanına oturamıyor.
  • Bunu belki bir çoğunuz bilir ancak yine de buraya not düşeyim; yoldan geçen birisine “kaç çocuğun var” sorusunu sorduğunuzda, “6 çocuğum var” diyorsa bilin ki bu sadece erkek çocuklarının sayısıdır. Yavaş yavaş cevap “6 çocuğum var, 3 de kız çocğum var” şeklini alıyormuş. Kürtçe’deyse “kaç çocuğun var” diye bir soru şekli zaten bulunmuyormuş. Bunun yerine “kaç oğlun var” diye soruyorlarmış.
  • 4 gün boyunca bizi gezdiren minibüsümüzün şöförü Refik Abi’ye göre “neden bu kadar erkek çocuk yapılıyor” sorusuna yanıtı; “birini savaşta kaybedersin, biri mahpusa düşer, diğeri mayına basar.. Yapalım bulunsun abi”
  • Urfalılar için kış mevsimi koca bir yıl boyunca yalnızca 10 gün sürmekteymiş. Diğer zamanlar yaz mevsimi yaşıyorlarmış.
  • Urfa ve çevresindeki çoğu toprak aşiretlerin veya ağalarınmış. Ancak GAP Projesi ile birlikte bu toprakların su ve değer kazanmasıyla birlikte halk ve ağalar arasında tam bir gelir uçurumu yaşanmış.
  • Günü birlik Gaziantep turumuz bizi oldukça şaşırttı. Antep, bi İstanbul Sirkeci’den farksız durumda. Gerek insanları gerek teknolojileri olsun, Urfa’nın aksine tam bir büyükşehir olmuş durumda.
  • Antep’e gidip bakırcılar çarşısından bakır cezve ve tespih almadan, İmam Çağdaş‘ta da kebap yemeden dönmeyin.