Skip to main content

The Island yani Ada filminin tanıtımında, yönetmen koltuğunda Michael Bay ismini gördüğüm de bu filmin mutlaka görülmesi gerektiğine karar vermiştim zaten.
The Rock, Armageddon ve Pearl Harbor filmleri sizin için bir şey ifade ediyorsa Michael Bay ismi de bir şey ifade etmeli.
Kendisi tüm bu filmlerin yönetmenliğini yapmış, harika bir şahsiyettir.
(Blog‘unda WordPress kullanıyor olması benim için ayrı bir güzelliktir ;-) )

Konumuza yani Ada filmine bakacak olursak…
Film 2019 yılında geçiyor. Filme göre 14 yıl sonra Los Angeles’da havadan gidebilen trenler ve hemen her köşe başında, telefon kulübeleri gibi kabinlerde MSN Search(?) tablet bilgisayarları bulunacak.
Hikayemiz ise Amerika’nın kurak çöllerinin birine kurulan sigorta firması dünyasında başlıyor.
Filme göre gelecekte bugünkü sigorta ve poliçe anlayışı biraz değişiyor. Artık sigorta firmaları insanları klonlayarak sigortalıyorlar. Yani sigorta firmasına 5 milyon dolar para ödüyorum, firma benim DNA örneğimi alıp, benim bir klonumu yaratıyorlar ve bana bişey olduğunda, bana gereken organları klonumdan alıp bana takıyorlar. Bu sayede ben 60-70 yıl daha fazla yaşayabiliyorum, tabii klonum olan kişi ameliyat masasından kalkamıyor.

İlk 10-15 dakika hikayeyi kavramak biraz zor olduğundan olsa gerek, ilk dakikalarda biraz sıkıntı geliyor insana fakat olayları net şekilde çözdükten sonra gerisi çorap söküğü ;-)
Hala sinamalarda da vizyonda olan film, izlemenizi tavsiye ederim.