Skip to main content

From: Mustafa Akgul
Date: Sun, 15 Jun 2008 07:32:59 +0300
Subject: [Linux-sohbet] yasagin 40’i cikti

You tube yasağının 40’ı çıktı

Youtube’un kapanması süresi 40 günü buldu. Ülkemiz bu konuda ısrarla
dünyaya “önder olma çabasını” sürdürüyor. Tüm dünyanın uğraştığı bazı
marjinal sorunları, gazete kitapda edinilen refleksleriyle yasaklayarak
sorunu çözmeye çalışan, bu arada ülkeye zarar veren ve iletişim
özgürlüğüne, hukuk devleti ilkelerini çiğneyen bir ülke görüntüsü veriyor.

Youtube.com bu seferki kapanması 5 mayısta başlamıştı. Artık 40 günü
aştı, yani 40′ çıktı.

Yasaklamaya neden olan videolar çoktan kaldırıldı. Aslında, sadece
sakıncalı bulunan nesneleri de yasaklamak mümkün. Peki niye yasak hala
sürüyor? Niye, bir kitap nedeniyle koca bir kütüphaneyi yasaklamakla
ısrar ediliyor ? Bir suçluyu yasaklamak için, suçsuz insanları
cezalandırmanın; Türk vatandaşlarını zararlı içerikten korumak adına,
Türkiye’ye zarar veren uygulamaları ısrarla sürdürmenin anlamı ne ?
Bürokratik bir kadroya, mahkeme kararı olmadan yasaklamanın Hukuk
Devletiyle bağlantısı var mı?. Bunların Bilgi Toplumunu hedefiyle bir
bağlantısı var mı? Bireyi temel alan bir felsefeyle, fikir özgürlüğüyle
bir bağlantısı var mı ? Türkiye gelişmiş batıya böyle örnek mi oluyor ?

Yasaklamalar, vatandaşlarımızı cezalandırıyor. İletişim özgürlüğünü
engelliyor; iş yapma olanağına zarar veriyor; öğrenme ve kendini
geliştirmeye çabalarına zarar veriyor. Ülkenin imajina, ve dolayısıyla
turizm, ihracat, yatırım yoluyla ülke ekonomisine zarar veriyor. Ve
yasaklamak, pek bir şeyi çözmüyor.

Temelde acı gerçek, ülkemiz İnternetin neyi temsil ettiğini pek
algılayamadı. Gazete, kitap yasaklamak alışkanlığımızın bir uzantısı
olarak İnterneti de yasaklamaya çalışıyoruz. Ülkemizin bir Bilgi Toplumu
Stratejisi var; ama “Bilgi Toplumunun” ancak özgürlük ortamında,
yaratıcı ve farklı düşünebilen bireylerce yaratılabileceğini
kavrayamadık. İnternetle, demokrasi arasındaki birbirini besleyen sarmal
bir ilişki olduğununda farkında değiliz. Yasakçı refleksten uzaklaşıp,
katılımcı saydam yapılarla, sorunlarımızı el birliği ile çözmenin
yollarını aramalıyız.

İnternet bize, ülkemizi kalkındırma, demokrasimizi geliştirme, ortak
aklımızı ortaya çıkarma da, sınırsız olanaklar ortaya çıkartıyor.

Yasağın kanıksandığı bu noktada, bunun kabul edilmez olduğunu, ülke
olarak kendimize zarar verdiğimizi hatırlatır; sesimi duyan herkesi
harekete geçmeye çağırıyorum. Gelin internetin önündeki engelleri
birlikte kalıdıralım!

İnternet yaşamdır !

http://kampanya.org.tr
http://bt-stk.org.tr

Mustafa Akgul