Skip to main content

30 Eylül 2012 tarihinde 20 ulusal gazetede “Gazetelerin içeriği sadece gazetelerindir” diye bir sansür ambargosu duyuruldu.
Akşam, Bugün, Cumhuriyet, Fanatik, Fotomaç, Güneş, Habertürk, Hürriyet, Hürriyet Daily News, Milliyet, Posta, Radikal, Sabah, Star, Takvim, Today’s Zaman, Türkiye, Vatan, Yeni Şafak, Zaman gazetelerinin yayınladığı ortak bildiriyi okumak için lütfen tıklayınız.

Baştan belirteyim ki; “Milliyet” ve “Vatan” gazetelerinin bobiler.org mizah sitesinden kopyalayıp, kendilerine galeri yapmasından sonra bu tarz bir ambargonun altına imza atması ironiden başka bir şey değil.
Ayrıca Hürriyet Gazetesi’nin de A. Murat Eren‘in fotoğraflarını bir kaç kez izin almadan ve kaynak göstermeden kullandığına bizzat şahit oldum. Yabancı basından birebir çevirisi yapılarak yayınlanan haberlerden zaten söz dahi etmiyorum.

Yalnız bunların hiçbiri sorun değil. Sorun; gazete patronlarının halen yeni medya düzenini anlamamış ve anlamamakta ısrar ediyor olmaları. Şu ana kadar gazete web sitelerinin reklam gelirlerini attırmak için tek düşündükleri şey; “biraz daha nasıl “page view” sağlarım?”

Bu “sansür ambargosu”nunun altına imza atmayan gazeteler de vardı. BirGÜN, Evrensel, Özgür Gündem ve Yurt ilk aklıma gelenler… Fakat bir gazete daha var ki, durduğu siyasi duruşu nedeniyle öncesinde çok şaşırdığım fakat asıl olması gerekenin bu olduğunu düşündüğüm gazete; Akit.
Akit Gazetesi, bu 20 ulusal gazetenin duyurusundan sonra “Akit’ten ‘Ambargo’ya Hayır” başlığı ile bir metin yayınladı;

Akit’in açıklaması şöyle: 

Zorunlu Açıklama
Ulusal yayın yapan 20 gazete, dün yayınladıkları tam sayfa duyurularla; bundan böyle kendi gazetelerinde yayınlanan haber ve köşe yazılarının, internet sitelerinde ve televizyonlarda kullanılmasına izin vermeyeceklerini açıkladılar. 

Akit olarak, biz bu duyuruya katılmadık. 
Katılmayı düşünmedik. 
Peki, niçin?
Çünkü biz fikir gazetesiyiz.
Bizim önceliğimiz; fikrimizin yayılmasıdır.

Nihai gayemiz; fikirlerimizin dar çerçevede sıkışıp kalması değil, çok daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlamaktır.
Fikirlerimiz, tespitlerimiz, yorumlarımız ne kadar çok okuyucuya ulaşırsa, biz bundan ancak mutluluk duyarız. 

Bunun için de gazetemizde yayınlanan haber ve köşe yazılarının, internet siteleri tarafından alıntılanmasına ambargo koymayı düşünmüyoruz.

İlk günden bu yana, sansürün her çeşidine karşı çıktık. Çıkmaya da devam edeceğiz.

Gazetemizde yayınlanan köşe yazılarının, özel haberlerin, tespitlerin daha fazla okuyucuya ulaşması anlamına gelen alıntıları engellemeyi, bu sebeple doğru bulmuyoruz.

Biz, gazeteciliği aydınlatma aracı olarak görüyoruz.

Bugüne kadar sürdürdüğümüz; “inananların gören gözü, işiten kulağı, haykıran sesi olma” görevini daha geniş kitlelere ulaştırma adına, özel haber ve köşe yazılarının (vb.) özgürce paylaşılmasına, bundan sonra da bir engel getirmeyi düşünmüyoruz.”

Gazete yöneticileri de kabul etmelidir ki; kağıt gazete dönemi bitti! Her an yeni bir gelişmenin, yeni bir haberin ve yeni bir gazeteciliğin yaşandığı dünyada gazete bizlere bir önceki günün gecesine kadar yaşanan haberleri vermekten başka bir işe yaramıyor! Yeni medya düzeninde ise insanlar sosyal medya üzerinden gazetecilik yapıyor, herkes internet üzerinden kendi gazetesini hazırlıyor. Blog haberciliği, günden güne artmakta. Üstüne üstlük hükümet yansılı haberlerden bıkan insanlar arasında güven oluşturmaktadır.

Geleceğin yeni medyada olduğunu fark eden bir kaç kuruluş bu konuda çalışmalar yapmaya başladı bile. Yaratıcı Fikirler Enstitüsü’nden 140journos ve Euronews’den “No Comment” bu konudaki en güzel örneklerden.

Kağıt gazetelerin yeni medyaya nasıl ayak uyduracakları konusundaki fikirlerimi ise bir sonraki yazıda paylaşmaya çalışacağım.